Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Her gün ayrı bir gündür. Her günün anlam ve önemi farklıdır. Bu yüzden sizler için her günün önemini anlatan günün sözlerini ve günün sözünü paylaşacağız. Peki, 8 Ağustos Çarşamba bugünün sözü nedir? 8 Ağustos günün sözü nedir? Günün sözleri nelerdir? Günün anlam ve önemini anlatan sözü nedir?
Vakit tamam seni terk ediyorum
Bütün alışkanlıklardan öteye
Yorumsuz bir hayatı seçiyorum
Doymadım inan kanmadım sevgiye.
Korkulu geceleri sayar gibi
Birdenbire bir yıldız kayar gibi
Ellerim kurtulacak ellerinden
Bir kuru dal ağaçtan kopar gibi.
Aşksa bitti gül ise hiç dermedik
Bul kendine...
Ona hergün ratlardım kuyruğun bir ucunda
Bir minibüs parası sımsıkı avucunda
Uykusuna doymamış kırpışan gözleriyle
Anlarsa baktığımı başı inerdi öne
Bildiğim kadarıyla ölmüş anne-babası
Okulundan koparıp işe koymuş ablası
Ne rüyalar görürdü kim bilir yol boyunca
Hep gülümserdi yüzü ansızın...
Akşamlar böyle biter
Hep böyle dertli biter
Evli evine gider
Kuşlar yuvaya döner
Bir de sen gitme
Bir de sen gitme
Bir de sen gitme
İçimden
Yaralıyım ben
Giden bu yolculardan
En çok ben şanssızım
Ne kadar çok yaşadıysam
O kadar çok yalnızım
Biraz da sen ağla
Biraz da sen ağla
Ölürken bile...
Yüzlerce soğuk namlu üzerime çevrildi
Yüzlerce demir tetik aynı anda gerildi
Anne beni söğüdün gölgesinde vurdular
Öpmeye kıyamadığın oğlun yere serildi
Üşüştü birer birer çakallar üzerime
Üşüştü her bir yandan göğsüme ciğerime
Anne beni leş gibi yiyip talan ettiler
Teşhis edilmek için...
Suphi Suphi bir acayip adam
Suphi Suphi benim canım ciğerim
Kimse bilmez nereli olduğunu
Suphi Suphi bir acayip adam
Suphi Suphi susar akşam oldumu
Bir cebinde daskapital
Bir cebinde daskapital
Bir cebinde kenevir tohumu
Suphi Suphi bir acayip adam
Suphi Suphi benim canım ciğerim
Fırtınadan...
Bir ince pusudayım,
Yolumun üstü engerek
Bir garip akşamdayım
Sırtımı gözler tüfek
Ben senin sokağına ulaşamam dardayım,
O masum gözlerine bakamam firardayım
Oysa ben bu gece yüreğim elimde
Sana bir sırrımı söylecektim
Şu mermi içimi delmeseydi eğer
Seni allıp götürecektim
Beni vur beni...
Titrek bir mum alevinin havaya bıraktığı bulanık bir is
Ve göz gözü görmez bir sis değildik biz
Beni bilimle anla iki gözüm, felsefeyle anla
Ve tarihle yargıla
Bal değildir ölüm bana , idam gül değildir bana
Geceler çok karanlık, gel düşümdeki sevgilim
Ay ışığı yedir bana
Ahh ben hasrete...
Dün gece gördüm düşümde
Seni özledim anne
Elin yine ellerimde
Gözlerin ağlamaklı
Gözyaşlarını sildim anne
Camlar düştü yerlere
Elim elim kan içinde
Yanıma gel yanıma anne
İki yanımda iki polis
Ellerim kelepçede
Beni bul beni bul anne
Dün gece gördüm düşümde
Seni özledim anne
Gözlerinden akan...
Yağmurdan çıkar gelirdim
Başımı öne eğerdim
İşsizdim biliyordun
Çaresizdim biliyordun
Yine de çok seviyordun
Ya sonra?
Benden selam söyleyin,
O nazlı sevgiliye
Tutsakmış da ne olmuş
Demiş birisine
Benden selam söyleyin
O nazlı gözlerime
Unutamadım unutamadım
Acı tatlı günlerimiz
Oldu elbette...
Seyyah oldum pazar pazar dolaştım
Bir tüccara satamadım ben beni
Koyun oldum kuzum ile meleştim
Bir sürüye katamadım ben beni
Ben beni, kendimi, canımı özümü
Dostlar beni bir kazana koydular
40 yıl yandım daha çiğdir dediler
Ölceğimi gram gram yediler
Bir kantarada tartamadım ben beni
Ben beni...
Kaç bin yıldır yağmur akar gözlerimden
Yinede ıslanmadı bir tek gün bile kirpiklerim
Kapına geldim beni bağışla
Kapına geldim
Nergislerini ateşe verdiler biliyorum
Hasretim acım sancım
Oy gene yandım gene yandım
Temmuz ekinlerine yüzüm süreyim
Yemin edeyimki sana
Köyünü ben ateşe vermedim...
Cevap veriyorum
Eli böğründe analardan
Mahpuslardan ve acılardan
Çokça bahsediyorum
Çünkü başını kuma
Saklayanlardan tiksindim
Başkaldırıyorum.
Yine söylüyorum
Kırmızı rujlu sokakların
Aşağılık pazarlıkların
Adı anılmayacak benle
Bir çiçeğim halk ormanında fışkırdım
Başkaldırıyorum.
Ben bir...
Bugün düsünemiyeceğin kadar başım belada
Köşe başları tutulmuş üstelik yağmur yağmada
İler-tutar yani yok
Fişlenmişim adım-eşkalim bilinmekte
Üstelik göğsümde, yani tam şuramda
Kirli sakalıyla, bir eşkiya gezinmekte
Başım belada, Adamın biri vurulmuş sokakta
Cebinde adresim bulunmuş, Başım...
Geçiyor önümden
Sirenler içinde
Ak eller ustunde
Çiçekler içinde
Dudaginda yarım
Birsevdanın hüznü
Aslan gibi gögsü türküler içinde
Rastlardım avluda
Hep volta atarken
Cigara içerken yahut coplanırken
Kimseyle konuşmaz
Dal gibi titrerdi
Çocukça sevdiği çiçeği sularken
Diyarbakırlıymış adı...
Bizim evin bacaları aman aman kader
Yanmaz oldu sobaları aman aman kader
Yarim gitti gelmez oldu aman aman kader
Bu da bana bin dert oldu aman aman kader
Bahçelerde yeşil yaprak
Mamoş giyer kara kaban
Gel ikimiz sarılalım
En sonumuz kara toprak
Eyvah eyvah mamoş eyvah
Doktor getir yarama bak...
Şimdi saat sensizliği ertesi,
Yıldız dolmuş, gökyüzü ay-aydın
Avutulmuş çocuklar, çoktan sustu
Bir ben kaldım, bir ben kaldım,
Tenhasında gecenin, avutulmamış ben
Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim,
Ki bu yaşlar, utangaç boynunun kolyesi olsun.
Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim,
Ki bu yaşlar...
Saat 21i vuranda
Burada kan panalar çalardı
Burada.
Burada hasret ve dert,
Sen nerdeydin?
Bugün
Bugün görüş günümüz
Herkes geldi, sen nerdeydin?
Aynı daldaydık
Aynı daldaydık
Aynı daldan düştük ayrıldık
Aramızda yüzyıllık zaman
Yol yüzyıllık
Tam yüzyıl
Tam yüzyıl oldu yüzünü görmeyeli...
Maviye,
Maviye çalar gözlerin,
Yangın mavisine
Rüzgârda âsi.
Körsem,
Senden gayrısına yoksam,
Bozuksam,
Can benim, düş benim,
Ellere nesi?
Hadi gel,
Ay karanlık
İtten aç,
Yılandan çıplak,
Vurgun ve belâ
Gelip durmuşsam kapına
Var mı ki doymazlığım?
İlle de ille
Sevmelerim,
Sevmelerim gibisi...
Canım ey canım ey
Canım eylen ey
Evimi başıma yıkıp giden hey
Kapkara büyürken
Geceler derinden
Canımı içimden
Alıp giden hey
Ay gidiyor
Güllerim kanıyor
Gün yüzünü dönüyor
Ay gidiyor
Günlerim yanıyor
Gül yüzün dönmüyor
Canım ey canım ey
Yanan ömrüm ey
İçime ateşi
Koyup giden hey
Sessizce...